Oylat ilçesi İnegöl’e bağlı bir kaplıca bölgesidir. Bölgede yeşilin ve tabiatın tüm güzelliklerini görmek mümkündür. Ayrıca Oylat ta Türkiye nin en büyük mağralarından biri mevcut olup, turistik amaçlı ziyaretlere açıktır. Tesisimiz bu doğa harikalarının bir araya geldiği noktada sizleri ağırlamak için hizmete açılmıştır.

Oylat Köy Konağı; İnegöl merkeze 24 km Oylat kaplıcalarına 3 km dir. Oylat yolu üzerinde Hilmiye Köyünün çıkışında yer almaktadır. .
 

Tesisimiz Hakkında Ek Bilgiler;

Kalabalık ve gürültüden uzak butik aile oteli tarzında hizmet verdiğinden isteğe göre aile gruplarına tüm otel tahsis edilebilinir. 5 adet oda bulunmaktadır. Köy Konağımızda ısıtma sistemi olarak kalorifer kullanılmaktadır. Her oda için 24 saat sıcak su hizmeti sunulmaktadır.
Tesisimizde televizyon seyretmek için salon, dinlenmek ve sohbet amaçlı olarak dış ve iç çardaklar mevcuttur. Ayrıca kendi bilgisayarınızla kablosuz internet (wireless) ten istediğiniz yer ve odanızdan ücretsiz yararlanabilirsiniz. Köy konağı olarak siz ve çocuklarınıza doğayı hissettirmek için bahçemizde kaz ördek tavuk gibi sevimli canlılarda beslemekteyiz. Yöresel ve farklı yemek çeşitlerimiz hizmetinizdedir.
 

Oylat mağarası, İnegöl’ün 17 km güney doğusunda bulunan Hilmiye köyünün 1 km güneyinde, Oylat kanyonunun sona erdiği noktada yer alır. Konağımıza 100 metre mesafede bulunan Oylat Mağaraları bölgedeki önemli tarihi ve turistik yerlerden biridir. Oylat Mağarası ve gezi programları hakkında Köy Konağı yetkilileri yardımcı olmaktadır.
 

Oylat mağarası birbirine bağlı iki kattan meydana gelmekte olup toplam uzunluğu 665 metredir. Genel olarak menderesli bir profile sahip olan mağarayı gelişim özelliklerine göre iki bölüme ayırabiliriz. Girişten büyük çöküntü salonuna kadar olan bölüm, dar galerilerden oluşmuştur. 2-5 metreler arası genişlikte olan bu bölümün tavan yüksekliği ortalama 15 metre civarındadır. Burada dev kazanı ve damlataş havuzları geniş yer kaplar. Ayrıca dört-beş metre kalınlığında çakıl depoları ( taraça şeklinde) ile bunlarla altlarında cilalanmış yüzeyler görülür. Buna karşılık mağaranın ikinci bölümü büyük bir çöküntü salonundan oluşmuştur.

Bizans İmparatorluğunun hüküm sürdüğü yıllarda İnegöl ve çevresine hakim olan Tekfurun bir kızı vardır. Birgün kızcağız rahatsızlanır ve yataklara düşer. Dönemin ünlü hekimleri dahi kızın derdine çare bulamazlar.Kızın rahatsızlığı uzun sürer. Bu durum Tekfuru bir hayli üzer. Kızının çektiği acılara dayanamaz. Uygulanan tedavilerin sonuç vermemesi üzerine, doktorlar, kızcağızı hem göz önünden uzaklaştırmak hem de son bir tedavi şansı vermek için ormanın içinde bulunan kaplıcaya gönderilmesini uygun görürler.Kızı kaplıcaya götürürler ve son günlerini geçirdiğine inanıldığı için Ölyat derler ve bırakırlar. Çaresiz hastalığı olduğuna inanılan Tekfurun kızı bu sularda yıkanarak gün geçtikçe iyileşir ve eski sağlığına kavuşarak saraya geri döner. O gün bugündür Ölyat kaplıcaları halk tarafından bir şifa kaynağı olarak bilinir ve kullanılır.Bu şifalı su yine o sudur. Fakat Ölyat'ı Oylat yapmıştır.